Bunaltıcı Sıcaklar, Aşırı Yağışlar ve İklimlendirme
Son yıllarda küresel ısınmanın sonuçlarını daha acı bir şekilde yaşamaktayız. Yaz aylarında alışık olmadığımız şekilde aşırı sıcaklık ve yağış dalgalanmaları yaşanmaktadır. Yaz aylarında yüzde 90’lara varan nem oranları ile karşılaşmaktayız. Kurak geçmesi beklenen yaz aylarında aşırı yağışlar sel felaketlerine sebep olmakta, başta İstanbul olmak üzere üstyapı olarak büyük olan ancak altyapı olarak köye benzeyen şehirlerimizde maddi ve can kayıpları yaşanmaktadır. Maalesef bu yaşananların hiçbiri sürpriz değildi, bilim insanları tarafından yıllar öncesinden uyarısı yapılan gerçeklerdi. Fakat her zamanki umarsızlığımız bu konuda da nüksetti. Biz millet olarak bir problemi yaşamadan öğrenemiyoruz. Bu öğrenme biçimi de bize pahalıya mal oluyor. Burada yapılması gereken, belediye ve altyapı hesaplarında kullanılan yağmur yüklerinin 40 yıl öncesine ait meteoroloji verilerinden ziyade felaket senaryolarına da cevap verebilecek yüklere göre güncellenmesidir. Örnek olarak, İngiltere’de caddelerde her 25 metrede bir yağmur suyu ızgarası bulunmakta, sürekli yağmur yağmasına rağmen yerlerde hiçbir su birikintisi oluşmamaktadır. Bizde bu mesafeler 50-100 metre civarında olup yeraltı yağmur suyu kanalları kesinlikle yeterli olmadığından ani yağışlarda sokaklar derelere, caddeler nehirlere dönüşmektedir.
Bağıl nem artışının hissedilen sıcaklığı nasıl artırdığını vatandaşlarımız bile iyice öğrenmiş durumdadır. Bu yaz aşırı sıcaklar nedeniyle ülkemizde klima satışları çok artmış, 1 milyon split klima satışı hedeflenir hale gelmiştir. Bu durum sektörümüz için güzel bir gelişme olmakla birlikte, split klima cihazlarının bir binaya sonradan eklenmesi görüntü kirliliği, iç hava kalitesi problemleri ve elektrik altyapı sorunları oluşturmakta, elektrik kaynaklı bina yangınlarını tetiklemektedir. Bir bina projelendirilirken nasıl mimari, statik, ısıtma, sıhhi tesisat projeleri hazırlanıyorsa aynı şekilde merkezi iklimlendirme projelerinin de mevzuat olarak zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu sayede daha konforlu ve sürdürülebilir yaşam alanları ortaya çıkacaktır.
Daha konforlu ve daha güzel günlerde buluşmak dileğiyle sizleri dergimizin sayfaları ile baş başa bırakıyor, başarılar diliyorum.
Doç. Dr. Hüseyin BULGURCU