“Mesleki eğitimin daha iyi hale getirilebilmesi 5 temel unsura bağlı”

Pendik İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme Alan Şefi
TESİDER İstanbul Anadolu Yakası Temsilcisi
Teknik Eğitime Destek Koordinatörü
Kahraman Atay
Kendini mesleki eğitime adamış, öğrencileri için elinden gelen bütün çabayı sarf eden idealist bir öğretmen Kahraman Atay. Aynı zamanda TESİDER İstanbul Anadolu Yakası Temsilcisi-Teknik Eğitime Destek Koordinatörü olan Atay, mesleki eğitimin daha iyi hale getirilebilmesi için “öğrencilerin profili”, “velilerin mesleki eğitim gören öğrencilere olan ilgi düzeyi”, “okulların imkânları”, “ekonomik faktörler” ve “öğretmenlerin eğitim kalitesi” olmak üzere 5 temel unsurun düzgün işlemesi gerektiğini söylüyor. Sanayicinin talep ettiği öğrenci profilinin oluşması için de sektör firmalarından elini taşın altına koymasını, hem öğretmenlere hem öğrencilere hem de okullara destek vermesini bekleyen Atay ile mesleki eğitim gören öğrencilerin ve meslek lisesi öğretmenlerinin sorunlarını, bu sorunları giderecek çözümleri konuştuk…
Sanayiciler sadece teorik bilgiye sahip olan değil, bu bilgileri pratiğe dökebilen öğrencileri talep ediyor
Pendik İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme Alan Şefi olarak görev alıyorum. Aynı zamanda TESİDER’de İstanbul Anadolu Yakası Temsilcisi olarak Teknik Eğitime Destek Koordinatörüyüm. Bu zamana kadar birçok firmada servis departmanında da görev aldım. Sonrasında kendimi mesleki eğitime ve mesleki eğitimin gelişmesine adadım.
Hem görev aldığım okulda hem de TESİDER bünyesinde pandemiden önce çok iyi işler yaptık. Birkaç firmaya doğrudan gidip orada istediğimiz eğitimi alma şansımız oldu. Ben bireysel olarak da firmalardan eğitim talebinde bulundum ve firmalar okulumuzda eğitimler verdi. Ama bu eğitimler genelde standart eğitimler oluyordu. Biz TESİDER Başkanı Sayın Yücel Yorulmaz’a ihtiyacımıza yönelik eğitimleri ve bu eğitimlerin uygulamaya yönelik olmasını istediğimizi belirttik. Çünkü sanayiciler bizden sadece teorik bilgiye sahip olan öğrencileri değil, bu bilgileri pratiğe dökebilen öğrencileri talep ediyor. Dolayısıyla bizim de alacağımız bilgilerin uygulamaya yönelik bilgiler olması lazım. Örnek vermek gerekirse; geçen yıl öğretmen arkadaşlarımızdan gelen baca gazı analizi üzerine eğitim talebi doğrultusunda Sayın Yücel Yorulmaz’ın vasıtasıyla E.C.A firmasına gittik, talebimizi ilettik, onlar da bu talebimizi geri çevirmedi, eğitimi bu ihtiyaca yönelik aldık ve gerçekten çok faydalı oldu. Ayrıca TESİDER olarak Daikin firmasından Hakan Marangoz ile bir çalışmamız oldu. İstanbul’daki öğretmen arkadaşlarımızı organize ettik ve Daikin firmasına gittik. Sayın Hakan Marangoz’dan istediğimiz uygulamaya yönelik eğitimi aldık. Doğrudan montaj, arıza, gaz vakumlama, gaz şarjı konularıyla ilgili uygulamaya yönelik bilgi talebimiz vardı. Bu konularla ilgili eğitimler aldık, almaya da devam ettik ve öğretmen arkadaşlarımız tarafından çok da beğenildi. Eğitimlerimize devam ederken ne yazık ki pandemi süreci araya girdi ama biz bu süreci de değerlendirdik ve online eğitimlere başladık. TESİDER üzerinden online eğitimlerimiz devam ediyor. Son olarak Duyar Vana ile 8 Nisan’da sulu yangın söndürme sistemleri üzerine meslek lisesi öğretmenlerimize yönelik bir eğitim gerçekleştirdik. 37 kişi katılım sağladı. Yine önümüzdeki günlerde öğretmen arkadaşlarımızdan gelecek talepler doğrultusunda, firmalar ile görüşüp eğitimlerimize devam edeceğiz.
Mesleki eğitimin daha iyi hale getirilebilmesi için 5 temel unsur
Hem TESİDER’de çalışan biri hem de bir öğretmen olarak mesleki eğitimi daha iyi hale getirmek ve mesleki eğitimin eksikliklerini giderebilmek için çaba sarf ediyorum.
Mesleki eğitimin daha iyi hale getirilebilmesi için bana göre 5 temel unsur var. Bunlar;
- Öğrencilerin profili
- Velilerin mesleki eğitime bakış açıları ve öğrencilere olan ilgi düzeyi
- Okulların öğrencilere sunabildiği olanaklar
- Ekonomik faktörler
- Öğretmenlerin bilgilerini sürekli yenileyerek geliştirebilmeleri.
Bunların hepsi ne kadar düzgün işlerse, mesleki eğitim de o kadar kaliteli olacaktır.
Öğrenci profilimizin sanayicinin istediği öğrenci profilini karşılaması için öğrenciyle birlikte velinin de bilinçli olması lazım. Mesleki eğitim gören öğrencilerin velileri ne yazık ki bu konuya ilgisiz. Anadolu veya fen liselerinde eğitim gören öğrencilerin velileri, çocuklarının eğitimleriyle doğrudan ilgililer, sınavlarını, etütlerini takip ediyorlar, hatta günde kaç soru çözdüklerine varana kadar bakıyorlar. Fakat iş meslek lisesi olunca aynı ilgi ne yazık ki yok, çocuklarının veli toplantılarına gelmiyorlar ve derslerini, sınavlarını takip etmiyorlar. Öğrenci tek başına bırakılıyor. Çünkü meslek lisesi eğitimine bakış açıları ön yargılı ve hatalı. Velilerimizin mesleki eğitim-öğretim sürecinde öğrencilerimizin mesleki gelişimini takip ediyor olmaları, öğrenciyle beraber geleceğini planlamaları lazım. Çocuklarının aldığı mesleki eğitimle iyi bir kariyere sahip olabileceğinin farkına varmaları çok önemli. Bunu sağlamadığımız zaman mesleki eğitimin bir ayağı da eksik kalmış oluyor. Hem öğrencilerimiz hem de velilerimizin mesleki eğitim konusunda farkındalıklarının artırılması gerekiyor. Bilinçsiz velilerin çocukları hasbelkader meslek lisesinde eğitim görmeye başlıyor ve biz onlardan verim alamıyoruz. Çünkü çocuk, okula bilmeden, bilinçli bir tercihi olmadan geliyor. Veliler de bilinçsiz olunca iş daha da zorlaşıyor.
Veliler çocuklarının rahat ve zahmetsiz işlerde çalışmalarını istiyorlar. Öğrencilerin bir bölümü son sınıfa geldiğinde üniversite hayali kuruyor, veli de duygusal olarak bunu destekliyor. Üniversite mezunu olunca hem rahat edecek hem de iş bulacaklarını sanıyorlar. Sonuç genelde olumsuz oluyor. Öğrenci zamanını boşa harcamış oluyor, veli de parasını. Öğrencinin bu süreçte üniversiteyi kazanamayıp daha sonra meslek hayatına dönmesi zorlaşıyor. Sanayicinin beklediği iş gücünün bir kısmı burada heba oluyor.
Meslek lisesi ve Tesisat Teknolojisi, İklimlendirme bölümleri denildiği zaman olumsuz bir algı var. Tesisat deyince boru ve iklimlendirme deyince klima akla geliyor. Halbuki sektör o kadar büyük ki… Öğrencilerimize öncelikle sektörün ne kadar büyük olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Tabii biz İstanbul’dayız ve imkânlarımız çok daha geniş. Ben öğrencilerimi iki senede bir düzenlenen ISK-SODEX Fuarı’na götürüyorum, firma temsilcileriyle tanıştırıyorum, stantlarda ürünleri incelemelerini sağlıyorum. Öğrencilerimizi bu şekilde teşvik ediyorum. TESİDER’in düzenlediği öğrenci buluşmaları bu konuda çok büyük fayda sağladı. Bu buluşmalara giden öğrencilerimiz sektörü pek çok yönü ile tanıdı, gelecekteki iş verenleri ile tanıştı, mesleki hayatlarına ilk adımını attı, bazılarının stajları devam ediyor, bazılarınınsa sona erdi ve iş hayatına atıldılar.
Okul imkânları ve staj konusu da çok önemli bir unsur. Okullarımızda atölye, laboratuvar gibi imkânlar ne kadar fazla olursa, öğrencilerin uygulama becerisi de o kadar gelişiyor. Tüm bu imkânlar öğrenciye tecrübe ve beceri olarak geri dönüyor. TESİDER’in hedeflerinden biri de okullardaki imkânları artırmak. Okullara destek sağlama konusunda çalışmalarımız biraz daha fazla.
Ekonomik faktörlerden kast ettiğim şey de öğrencilerin, okulların ve evin ekonomisi. Bazı öğrenciler, aileleri maddi sıkıntılar çektiği için hafta sonu kendi harçlıklarını çıkartabilmek için kafelerde, restoranlarda çalışabiliyor. Bu ekonomik faktörlerin olumsuz etkisi mesleki eğitimine de yansıyor.
Bir diğer unsur da öğretmenlerin eğitim kalitesi. Öğretmenlerin hızla gelişen yeni teknolojileri takip edebilmeleri, sürdürülebilir ömür boyu öğrenme planları olması gerekiyor.
İyi bir mesleki eğitim için gereken, bahsettiğim bileşenlerdeki zaafiyetin azalması, meslek eğitiminin güçlenebilmesi, sektörün talep ettiği eleman profiline daha fazla yaklaşabilmek öğretmenin çabaları ve kendi meslek hayatına bakış açısı ile mümkün olabilir. Cumhuriyetin ilk yıllarında kendini eğitime adamış, idealist öğretmenler vardı, öğrencilerinin geleceği için hiç durmadan, özveriyle çalışırlardı. İşte meslek lisesi öğretmenleri dahil aslında tüm öğretmenlerin bu adanmışlıkla öğrencilerine yaklaşması, onların işinin ehli birer birey olması için çalışması gerektiği kanaatindeyim. Öğretmenlerimiz bu olumsuz tabloyu olumluya çevirebilir. Kendi eksikliklerini tamamlarlarsa öğrencilerin de eksikliklerini kapatırlar, öğrencilerine sağlıklı bir vizyon kazandırabilirler.
TESİDER ile eğitimleri düzenlemeye başladığımızda kendi eksikliklerimizi düşünerek yola çıktık ve diğer öğretmen arkadaşlarımızın da eksiklikleri olduğunu gördük. Bu eksiklikleri TESİDER vasıtasıyla düzenlenen eğitimlerle tamamlamaya başlayınca, öğrencilerimize de çok büyük katkı sağladık.
Soğutma sanayisinin eleman ihtiyacı
Soğutma sanayisinin eleman ihtiyacı, herkesin malumu. Sanayici, mühendis aradığında 50 başvuru alıyorsa teknisyen veya kaynakçı aradığında başvuru bile alamadığı oluyor. Ben buna birkaç aydır çok yakından şahidim. Çünkü görev aldığım okuldan mezunları bekleyen birçok firmanın olduğunu biliyorum. Mezun olan öğrencilerimle staja gitmeden önce kurduğumuz WhatsApp gruplarımız var. Bu gruplarda sürekli iletişim halindeyiz, kendilerini birçok konuda bilgilendiriyorum. Birçok öğrencimin iş bulmasına yardımcı oldum. Bu beni çok mutlu ediyor. Firmaların eleman talepleri çok fazla, mezun olan öğrencilerimle başvuran firmaların taleplerini karşılayamıyorum. Devlet bize aldığı mesleki eğitimle sektörüne yarar sağlayacak insanları yetiştirmemiz için maaş ödüyor. Bir eğitimci olarak; yetiştirdiğimiz öğrenciler “sanayinin istediği profile uygun mu” diye kendimize soruyoruz. Öğrencilerimizi talebe uygun olarak iyi yetiştirmezsek, dört sene sonra mezun etmemin de bir önemi kalmıyor. Yetiştirdiğimiz öğrencilerin sektörün ihtiyaçlarına çözüm sunması lazım. Biz de bu yüzden sanayiciyle devamlı iç içe kalmaya, değişen talep ve beklentileri algılamaya çalışıyoruz.
Buna en güzel örnek, Soğutma Sanayi İş İnsanları Derneği SOSİAD ile birlikte görev aldığım, okulumuza kurmayı hedeflediğimiz “endüstriyel soğutma atölyesi”. Görev aldığım Pendik İMKB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Türkiye’deki en büyük tesisat bölümlerinden birine sahip. 2300 m2 kapalı alanda 9 atölye ve 2 dersliğimiz var. Tabii bu büyüklük tek başına bir anlam ifade etmiyor, asıl önemli olan bu alanın nitelikli bir biçimde donatılması. SOSİAD Başkanı Sayın Turgay Karakuş ve Eğitim Komisyonu Üyesi ve Başkan Yardımcısı Türkay Yıldırım ile yaklaşık iki yıldır bu proje üzerine çalışıyoruz. Pandemi araya girmeseydi projemiz çoktan bitmiş olacaktı ama şu an yüzde 50’si bitmiş durumda. Umarım çocuklarımıza çok faydalı olacak bu projeyi en yakın zamanda tamamlayacağız.
Ayrıca 2017 yılında benim girişimlerimle Daikin sponsorluğunda kurmuş olduğumuz bir atölyemiz var. Daha sonra yeni binaya taşınınca atölyemizi de taşıdık, Daikin’den gaz yakıcı cihazlarla atölyemize destek olmaları konusunda da talepte bulundum ve iki atölyemiz Daikin sponsorluğuyla kuruldu. Halihazırda birkaç firma ile buna benzer sponsorlukla atölye kurma çalışmalarımız var. Bunları gerçekleştirmek sanayicinin ihtiyacı olan öğrenci profilinin oluşmasına büyük katkı sağlıyor.
Mesleki eğitime destek çağrısı
Mesleki eğitime destek konusunda TESİDER aracılığıyla birçok firma tarafından tesisat teknolojisi ve iklimlendirme alanına sahip okullarımızdan gelen taleplere ve okulların ihtiyacına göre destek sağlandı. Bu sene bunu planlı ve programlı bir şekilde yapabilmek için “hangi okulun neye ihtiyacı varsa bize samimiyetle söylesin, biz de doğru firmalarla iletişime geçip bu ihtiyaçları karşılayalım” istedik. TESİDER ve Erbosan firması arasında gerçekleşen işbirliği sayesinde geçen ay ülke genelinde 18 okula malzeme ve atölye önlüğü desteği sağlandı. Bize destek olacak firmalar çoğaldıkça tesisat teknolojisi ve iklimlendirme alanına sahip okullarımızdan gelen talepleri ve okulların ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğiz. Firmalardan mesleki eğitime destek olmalarını, öğrenciler ve öğretmenlerin gelişmesi için ellerini taşın altına koymalarını rica ediyoruz. Sanayicilerimiz, uygulamayı bilen, teorik bilgiyi pratiğe dökebilen öğrencileri talep ediyor, işte bu yüzden taleplerinin tam anlamıyla gerçeğe dönüşebilmesi için onların da çaba göstermesi gerekiyor. İstedikleri profile uygun öğrencilerin yetişmesi için hem onları yetiştiren öğretmenlerin eğitim kalitesinin iyi olması hem de okulların imkânlarının yeterli seviyede olması lazım. Geleceğimiz olan çocuklarımızın mesleki beceri kazanması elzem. Dolayısıyla sektör firmalarından uygulama konusunda hem biz öğretmenlere hem öğrencilerimize hem de okullarımıza destek vermelerini bekliyoruz.